Lenfödem ve Tedavisi
Lenfatik sistem, ikinci dolaşım sis...
Yapılan araştırmalara göre ülkemizde 2 milyonun üzerinde insan kalp yetmezliği yaşamaktadır. Kalp yetmezliği sonucu ölüm oranları başta bağırsak, meme ve prostat kanseri olmak üzere pek çok kanser hastalığına bağlı ölüm oranlarından daha yüksektir. Öte yandan, kalp yetmezliğinin pek çok tipi önlenebilir niteliktedir. Kalp yetmezliği tanısı konulmuş hastalarda bile, semptomlar hakkında daha çok bilgi sahibi olmaları ve bu doğrultuda tıbbi desteğe başvurmaları konusunda doğru yönlendirmeler yapılırsa, zamansız ölümlerin önlenmesi sağlanabilir. Bu nedenle kalp yetmezliği hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak öncelikle gerekli olacaktır.
Kalp yetmezliğinin bir hastalık olmadığını ön bilgi olarak belirtmek faydalı olacaktır. Kalp yetmezliği, belirtiler ve fiziksel birtakım bulgulardan oluşan bir bileşke sendrom olarak tanımlanabilmektedir.
Kalp yetmezliği, kalbin, vücut hücreleri için gerekli olan, oksijen ve besin bakımından zengin kanı yeterli ölçüde pompalayamaması, dolayısıyla zayıfladığı anlamına gelmektedir. Kalp, dokulara metabolik ihtiyaçlarını karşılayacak ölçüde oksijen sunamadığı zaman, kalp yetmezliği ortaya çıkmakta ve bu durum beraberinde pek çok sağlık sorununu da getirmektedir. Kalp yetmezliği, kalp damarlarındaki darlık, çarpıntı, yüksek tansiyon, kalp krizi gibi pek çok nedenle ortaya çıkabildiği gibi, hiçbir neden olmadan da ortaya çıkabilmektedir. Bütün vücut fonksiyonları normal olsa da, birdenbire kalp kasında güçsüzlük oluşması beraberinde kalp yetmezliğini getirebilmektedir. Bu duruma kardiyomiyopati; kalp yetersizliğine neden olan kalp kası bozukluğu adı verilmektedir. Kalp kası bozukluğunda, kalp boşlukları giderek büyümekte ve beraberinde kalp yetmezliği ortaya çıkmaktadır. Bu hastalık, ortaya çıktığı zaman her şey normal değerlerinde olsa da, çoğunlukla daha önce geçirilmiş viral enfeksiyonlardan sonra ortaya çıkmaktadır.
Kalp yetmezliği yaşamı tehdit eden, özellikle 65 yaş üzeri hastalarda sık görülen tehlikeli bir işlev bozukluğudur. Yapılan araştırmalara göre, cinsiyet farkı gözetmeksizin, her beş kişiden birinde kalp yetmezliği ortaya çıkma riski söz konusudur. Genel itibariyle kalp yetersizliğinin ortaya çıkmasına sebep olabilecek risk faktörlerini şu şekilde sıralayabilmekteyiz:
Bunun yanında birtakım başka faktörler, kalp hastalıkları riskini arttıran unsurları oluşturmaktadır:
Kalp yetmezliğinden korunmak için, kalp yetmezliğine sebep olan bu temel risk faktörlerindeki hastalıklarda erken tanı ve erken tedavi etkili olabilmektedir.
Kalp yetmezliği hastalıklarında, zamanında tanı konması, hastalığın seyrini yavaşlatmak açısından önemlidir. Ancak kalp yetmezliği belirtilerinin çoğu, ayırt ettirici semptomlar geliştirmemekte ve bu sebeplerle gözden kaçırılabilmektedir.
Kalp yetmezliği belirtilerinin çoğu, su ve tuz tutulumuna bağlı olarak gerçekleşmektedir. Bunlar;
Örneğin; daha önce hareket halinde nefes darlığı yaşamayan, mesela merdiven çıkarken nefessiz kalmayan kişilerin, merdiven çıktıkları anlarda nefessiz kalması durumları söz konusu olabilmektedir. Kişi ilerleyen aşamada uyurken, yani hareketsizken nefes darlığı yaşamaya başlamaktadır. Nefes darlığı gece uykudan uyandıracak boyutlardan, uyutmayacak boyutlara kadar ilerleyebilmektedir. Bu açıdan, gece uyuyamayacağımız nitelikte nefes problemi yaşamadan önce, her zamanki hareket aktivitelerimizde sorun oluşmaya başladığı aşamada doktora başvurmak faydalı olacaktır. Kalp yetmezliğinin bir diğer önemli ve ayırt edilebilecek nitelikteki belirtisi ise; bacaklarda, karın ve akciğer boşluğunda su toplaması yaşanmasıdır. Bu su toplaması, 10-15 kiloya kadar ulaşabilmektedir.
Kalp yetmezliğinde tedavi, yetmezliğin sebebine göre uygulanmaktadır.
Öncelikle; idrar söktürücü ilaçlar kullanılarak, kalbin yükü azaltılmaktadır. Kalp yetmezliği hastalarında böbrek fonksiyonları bozulacağından vücutta tuz tutulması gerçekleşecektir. Tuz tutulması, su tutulmasını, su tutulması da kalp yetmezliği, nefes darlığı, çarpıntı, gibi şikayetleri beraberinde getirecektir.
Kalp yetmezliğinde tedavi sebebe yönelik olmalıdır. Eğer sebep kalp kapaklarından kaynaklanıyorsa, ameliyatla kalp kapaklarına müdahale ededilmelidir. Sorunun sebebi koroner arter hastalığı ise yapılacak bypass ameliyatı çok faydalı olabilir. Doğuştan kaynaklanan bir hastalık varsa ameliyatla düzeltilmelidir. Bazı hastalarda ise kalp nakli zorunlu hale gelebilmektedir.