Koroner Bypass Ameliyatında Bilinmesi Gerekenler
Koroner arter hastalığı, kalbi besl...
İnsan vücudunu, komplike ve çok sayıda özel yeteneğe sahip bir yapı olarak tanımlayabilmekteyiz. En temel olarak merkezi sinir sistemini ele alırsak, bu sistem, bütün yaşam dinamizmimizi kontrol ve organize eden bir yapıdır. Uzun süre hareketsiz kalan ya da hareket ihtiyacını yeterince gerçekleştiremeyen insan vücudu, zamanla en temel bedensel hareket yeteneğini kaybederek çeşitli sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır.
Kalp ve kan damarlarının vücudumuzda en temel fonksiyonu, başta oksijen olmak üzere dokuların ihtiyacı olan maddeleri o dokulara taşımak, başta karbondioksit olmak üzere atık olan maddeleri ise dokulardan uzaklaştırmaktır. Oksijen alımının düzenli ve yeterli hale gelmesi, karbondioksit atımının ise dengede tutulması için, vücuttaki kalp ve damarların sistemli çalışmasını engelleyebilecek faktörlerin önüne geçmek önemli bir noktayı oluşturmaktadır. Bu durum karşımıza her gün düzenli olarak yapılan egzersizlerin hayati önemini çıkarmaktadır.
Her geçen gün artan kentleşmeyle birlikte, insan vücudunda hareketin ve egzersizin önemi daha çok ortaya çıkmaktadır. Çağımız teknoloji çağı olarak tanımlanmakta, artan teknolojik ihtiyaçlar insanların daha durağan ve daha az hareket eder hale gelmesine sebep olmaktadır. Bu durum yeterince fiziksel aktivite gerçekleştirmeyen ve aynı doğrultuda pek çok sağlık problemi yaşayan kitleler meydana getirmektedir. Günümüzde yaşanan sağlık sorunlarının çoğunluğunu ise kalp ve damar hastalıkları oluşturmaktadır.
Kalp ve damar sisteminin en temel fonksiyonlarını yerine getirmesi, daha sistemli ve sağlıklı hale gelmesi düzenli olarak yapılan egzersizlerle mümkündür. Düzenli olarak gerçekleştirilen bedensel egzersiz ve yapılan sporlar; vücuttaki kasların, kemiklerin, eklemlerin, kalp ve damar sisteminin sağlıklı şekilde çalışmasını sağlamaktadır. En temel görevi vücuttaki bütün dokulara oksijen kaynağı oluşturmak ve vücuttan atılması gereken karbondioksit gibi atık maddelerin atılmasını sağlamak olan kalp-damar sistemi, yapılan egzersizler yoluyla bu ilksel fonksiyonlarını yerine getirebilmekte, egzersizlerin düzenli uygulanmasıyla sistemsel olarak da düzenli ve sağlıklı işlemeye başlamaktadır.
Spor yapılmasıyla birlikte, kalp damar sistemi direk değişimler yaşar, böylece kalp ve damar bölgesinde hastalığa sebep olan birtakım faktörler ortadan kalkmış olur.
Düzenli spor ve egzersiz yapılmasıyla birlikte, kalpteki kılcal damarların sayısı artmaktadır.
Kılcal damarların artmasıyla koroner kanlanma artmakta ve kan akışının yavaşlamasıyla meydana gelen birtakım komplikasyonların oluşumuna karşı direnç oluşmaktadır. Bu durum, en sık görülen kalp damar hastalıkları olan koroner damar hastalıkları riskini azaltmaktadır. Düzenli egzersiz ve sporla birlikte, kalp damar hastalıklarının temelinde bulunduğunu söyleyebileceğimiz iyi ve kötü kolesterol dengesi sağlanabilmektedir. Spor yapılmasıyla kandaki iyi kolesterol miktarı artmakta ve kötü kolesterol miktarı aynı minvalde azalmaktadır. Kötü kolesterolün azalmasıyla damar dokularında meydana gelen kolesterol azalmakta, iyi kolesterolün de artmasıyla az miktarda meydana gelen kötü kolesterolün damarlarda birikmesi önlenmekte ve atılması kolaylaşmaktadır. Bu durum, damarların ince yapısında meydana gelebilecek deformasyonların dolayısıyla damar sertleşmesi gibi hastalıkların önüne geçmektedir.
Spor ve egzersiz, vücuttaki kan volümü ve hemoglobin miktarını arttırmaktadır. Böylece kan miktarı ve kan akış hızı düzenlenmekte, damar tıkanıklıkları gibi hastalıların önüne geçilebilmektedir.
Vücut, egzersiz yapılmaya başlandığı andan itibaren birtakım tepkiler vermekte ve değişimler yaşamaya başlamaktadır. Spor yapılmaya başlandığı anda vücutta meydana gelen akut değişiklikler şunlardır;
Bu değişimler sonucunda, aktif olarak kullanılan kasların metabolik gereksinimleri artış gösterir ve vücut bunu karşılamak için daha fazla kan akımına ihtiyaç duyar.
Kasların kullanımıyla vücutta ısı oluşur ve bu ısının dışarıya atılması için beyin ve kalp için sağlanan kan akımı artar. Kalp ve damar sistemi, yaşanan bu değişimleri dengelemek için; kalp hızı, kalp atım volümü, kan basıncı, oksijen tüketimi, kalp debisi gibi unsurlarda değişim yaşar.
Spor yapılmasıyla birlikte yukarıda belirttiğimiz değişimler, düzenli olarak gerçekleşen egzersizler yoluyla artık vücut için normal hale gelmeye başlar, zamanla sağlıklı ve sistemli çalışan bir işleyişe dönüşür. Spor yapılmasıyla vücutta yaşanan değişimleri, yararlı ve sürekli işleyişlere dönüştüren durumları şu şekilde sıralayabilmekteyiz;
Dünyada ve ülkemizde kalp sağlığının önemi gittikçe artmaktadır. Günümüzde kalp sağlığının daha iyi anlaşılması, önerilen korunma yöntemlerinin uygulanması, tanı yöntemlerindeki gelişmeler ve tedavi edici modellerdeki korkunç ilerlemelere rağmen dünyada ölüm nedenlerinin başında hala kalp ve damar hastalıkları gelmektedir. Ülkemizde de durum farklı değildir. Maalesef kalp hastalıkları ülkemizde de ölüm nedenlerinde ilk sırayı almaktadır. Koroner kalp hastalığı da çağımızın hastalığı olarak oldukça genç yaş grubundan tutun da yaşlı bireylere kadar toplumu tehdit etmektedir. Koroner kalp hastalığı veya kalp damar hastalıklarından korunmanın en önemli maddelerinden biri de düzenli egzersizdir. Düzenli egzersiz ve spor yapılması koroner kalp hastalığında değiştirilebilir risk faktörlerinden birinin ortadan kaldırılması anlamına gelir.
Sporun düzenli yapıldığı takdirde kalp sağlığı açısından yararlı etkileri olduğu gösterilmiştir. Kilo kaybını sağlaması, kan basıncı kontrolünü kolaylaştırması, diyabette kan şekeri kontrolünü iyileştirmesi, kan lipitlerini olumlu olarak etkilemesi kalp-damar sağlığı açısından yararlı etkilerdir.
Egzersiz, kalbimizi, akciğerlerimizi, kemiklerimizi ve kaslarımızı güçlendirir. Enerjimizi artırır, kilomuzu ve kan basıncımızı kontrol etmemize yardımcı olur. Stresle başa çıkmamızı sağlar ve uykumuzu düzene sokar. Daha iyi görünür, kendimizi daha iyi hissederiz.
Dünyada düzenli egzersizin yani sporun kalp damar hastalıklarında ne kadar faydalı olduğunu gösteren pek çok bilimsel çalışma vardır. Kalp hastalarına önerilen egzersizlerle hastaların 1 yılda kalp damar hastalıkları yönünden sorun yaşama oranlarında önemli azalma tespit edilmiştir.
Yine 8440 hasta üzerinde yapılan 32 ayrı deneyin meta analizinde, kalp krizi sonrası izlemeye alınan hastalarda egzersizin ölüm riskinde %31 azalma sağladığı gösterilmiştir.
Görüldüğü gibi sporun kalp sağlığı açısından faydaları bilimsel olarak kanıtlanmış durumdadır. Ancak bu demek değildir ki herkes her sporu her zaman yapabilir.
Son yıllarda sportif aktiviteler sırasında beklenmedik ani ölümlere sık rastlanılmaktadır. Gençlerde spora bağlı ani ölümler; şaşırtıcı ve trajik olaylardır. Sporla ilgili ani ölümler bir taraftan hekimlerin dikkatini çekerken, diğer taraftan ebeveynlerde, spor yapan ve yapmak isteyenlerde endişe uyandırmaktadır. Onun için spora bağlı ani ölümlerin altında yatan nedenleri ve alınması gereken önlemleri bulup ortaya çıkarmak son derece önemli bir hale gelmiştir.
Sportif aktivitelerde ortaya çıkan ani ölümler travmatik ve kardiyak nedenlerden kaynaklanmaktadır. Genellikle kardiyak ani ölümlerin nedenlerini kalp krizi, doğuştan kalp hastalıkları ve kalp kapak hastalıkları oluşturmaktadır. Hipertrofik Kardiyomiyopati, Miyokardit ve Koroner Arter Anomalileri en önemli nedenlerin başında gelmektedir. ( Kalp kası ve kalbi besleyen damarlarla ilgili hastalıklar ) Travmatik ölümlerde ani ölüm nedeni belli iken kardiyak nedenli ani ölümlerde ölüm nedeni ancak otopsi yapılarak belirlenmektedir.
Spora bağlı ani ölümlerin görülme sıklığı 1/200.000 ‘dir. Gençlerde sportif aktivitelerde ortaya çıkan ani ölümler erkeklerde kızlara oranla daha fazladır. Bu risk yaşla birlikte artmaktadır. Otuz yaş üstünde 100 kat daha fazladır.
Önerilen spor türleri tempolu yürüyüş, yüzme, bisiklete binme, hafif tempolu koşma gibi egzersizlerdir. Ancak rekabete dayalı dayanıklılık isteyen sporlara başlamadan önce bir hekimin kontrolü gereklidir. Bunun nedeni, istenmeyen olaylara ve hatta ani ölüme neden olabilecek potansiyel olarak tehlikeli yapısal kalp hastalıklarının tanısının konularak hastanın hayatının kurtarılabilmesidir. Bu bakımdan spora ve özellikle de dayanıklılık isteyen sporlara başlamadan önce kalbinizi kontrol ettirmeniz yerinde olur.
Peki kalp hastaları spor yapacak mı? Elbette evet ama hastalara en önemli tavsiyemiz , ağır sporlardan kaçınmalarıdır. Vücudun ağırlığını ya da dışarıdan ağırlık kullanarak bir takım sporlar yapmaları önerilmemektedir. Barfiks, sınav ve halter gibi ağır sporlardan kaçınmak gereklidir. Spor, yemeğin üzerinden en az 3 saat geçtikten sonra yapılmalıdır. Sporda nabzın kontrolü de çok önemlidir. Aktivite sırasında nabzın bir buçuk katına çıkması kabul edilebilir. Bunu dengede tutmak için yarım saatte bir 10 dakika ara ile nabız sayısı kontrol edilerek aktiviteye devam edilmelidir. Hastalara; yürüyüş, yüzme, masa tenisi, dans gibi bir takım sporlar tavsiye edilmektedir. Partner ile yapılan sporların, teşvik açısından büyük yararları vardır. Tenis ve dans bunların başında gelmektedir. Ancak kalp hastaları tenis oynamalı asla tenis maçı yapmamalıdır. En kolay yapılabilen spor, yürüyüş olduğundan, yürüyüş bantlarında spor ile bel ve eklem problemleri olan kişiler için de doğa yürüyüşleri uygundur. Bunun için de koşudan ziyade günde 45 dakikalık bir tempolu yürüyüşü daha çok önermekteyiz.
Genellikle 35 yaş üzerinde kimselerin spor yapmaya başlamadan önce kardiyak yönden araştırılmaları gerekir. Bunun için fizik muayene, EKG, gerekirse ekokardiyografi ve egzersiz testiyle değerlendirilmeleri gerekir. 35 yaş üzeri olan ve koroner kalp hastalığı için en az bir risk faktörüne sahip kimselerde spora başlangıç öncesi efor testini kesinlikle önermekteyiz.
Sonuç olarak sağlık için spor şarttır. Bunu sağlamanın yolu sporu yaşamımızın bir parçası olarak kabul etmektir. Ama unutmamalıyız ki bunu da ancak sağlıklı bir kalple gerçekleştirebiliriz.
İstanbul'da bulunan kliniğimizde kalp sağlığı ve spor hakkında bilgi edinmek için numaralı telefondan arayarak randevu alabilirsiniz.
Gsm : 0532 366 95 95
Adres : Merdivenköy, E-5 üzeri, 23 Nisan Sokagi No:17, Kadıköy/İstanbul