Kalp Hastalıklarında Bilinçsiz İlaç Kullanımı Ölüm Getiriyor
Çağımızın hastalığı olarak kabul ed...
Kalp ve damar hastalıkları tüm dünyada insanın yaşam süresinin kısalmasına ve ani ölümlere yol açan ciddi problemlerdir. Tıp alanında uzun yıllardır kalp hastalıklarının tanı ve tedavisi için birçok gelişme yaşanmış ve bu konuda çalışmalar devam etmektedir. Kalp sağlığının korunması ile birlikte kalp hastalıklarının tedavisinde günümüzde halen açık kalp ameliyatları, en çok başvurulan yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Açık kalp ameliyatı, koroner damarlara, kalp kapakçıklarına, doğuştan olan kalp hastalıklarına, kalp tümörlerine ve aort damarına müdahalede bulunulan bir operasyon türüdür. Kalp ameliyatı uygulamalarında yeni tekniklerin ortaya çıkması ile birlikte geleneksel kalp ameliyatı olarak da adlandırılmaya başlanmıştır.
Yetişkin bireylere en yaygın olarak uygulanan kalp ameliyatı yönteminin koroner bypass ameliyatı olduğu görülmektedir. Görevini yerine getiremeyen arterlerin, sağlıklı bir şekilde çalışan arterlere bağlanmasıyla kalbe temiz kan pompalanması sağlanmaktadır. Açık kalp ameliyatında standart kesi göğüs ön kemiğinin kesilmesidir. Bu tüm açık kalp ameliyatları için cerraha konforlu bir çalışma alanı oluşturur. Fakat hastalar açısında 6 hafta kadar tam iyileşmenin sağlanması beklenmelidir. Bu dönemde hastalar günlük aktivitelerini yaparlar ama dikkatli olurlar. Ancak tıp alanındaki gelişmeler ile birlikte bu kesme işlemi çok daha minimal düzeyde uygulanmakta ve ameliyat sonrasında hastanın yaşam kalitesi oldukça hafif bir şekilde etkilenmektedir. Son zamanlarda göğüs kemiği kısmi kesilerek ya da koltuk altından küçük kesi ile bu ameliyat yapılabilmektedir.
Açık kalp ameliyatı olacak olan hastanın ameliyat öncesi hazırlığı çok önemlidir. Hasta olağanüstü bir durum yoksa bir gün önceden hastaneye yatırılır. Kardiyoloji uzmanı ve Kalp cerrahı dışında anestezi uzmanı da hastayı değerlendirir ve tetkikler istenerek neredeyse bir check up yapılır. Daha önce kullandığı ilaçların bir kısmı devam ederken kan sulandırıcı gibi ilaçlar da önceden kesilir. hastaneye yattıktan sonra herhangi bir ilaç kullanmamaları gerektiği konusunda gerekli uyarılarda bulunulacaktır. Ameliyattan önce alkol, sigara ve kan inceltici ilaçların kullanımı kesinlikle sonlandırılmalıdır. Hastanın devamlı kullandığı ilaçlar varsa bu konuda doktoru bilgilendirmelidir.
Hasta ameliyattan bir gün önce doktor tarafından verilen özel bir bakteri sabunu ile yıkanmalıdır. Böylece ameliyat sırasında oluşabilecek enfeksiyona bağlı durumların önüne geçilmiş olunur.
Genel anestezi altında uygulanan açık kalp ameliyatı yaklaşık 2-3 saat süren bir operasyondur. Bu süre yapılacak olan işlemlere bağlı olmaktadır. Bu nedenle ameliyatın ne kadar süreceği yalnızca tahmin edilebilmekte, kesin olarak bilinememektedir.
Açık kalp ameliyatı genellikle duran kalbe yapılmaktadır. Bu nedenle kalp, ameliyat esnasında bypass makinesine bağlanır ve kalbin görevi bu şekilde yerine getirilir. Cerrahın tercihine bağlı olarak bazı ameliyatlarda bypass makinesi kullanılmayabilmektedir. Son yıllarda tecrübeli cerrahlar tarafından çalışan kalpte de cerrahi uygulamaların sayısı artmıştır.
Sağlıklı olmayan arterlerin yerine kalbe yeni bir yol sağlamak için arter ya da damar kullanılmaktadır. İşlem tamamlandıktan sonra göğüs kemiği tel yardımı ile kapatılır. Tel vücuttan çıkartılmamaktadır. Kesilen yerler ise dikişler ile kapatıldıktan sonra ameliyat tamamlanır. Dikişler belli aralıklarla cerrah tarafından kontrol edilmelidir. Göğüs kemiğinin ise kaynaması zaman almaktadır. Hasta bu süreçte bakımına çok dikkat etmeli ve iyileşene kadar sadece sırt üstü yatmak gibi önlemler alarak göğüs bölgesini korumalıdır. Hasta uyandıktan sonra göğsünde iki ya da üç tüp bulunur. Bu tüplerin amacı kalp etrafındaki zararlı sıvıları dışarı atmaktır.
Açık kalp ameliyatının en büyük risklerinden birisi enfeksiyondur. Ameliyat sonrasında en az 4 – 5 gün hastanın kimseyle görüştürülmemesine özel gösterilmelidir. Hastanın kapacağı en ufak bir enfeksiyon bile hastanın yaşamını tehlikeye atmaktadır. Bu nedenle hasta ancak 8 – 9 gün sonra normal bir odaya alınmaktadır.
Açık kalp ameliyatının diğer olası riskleri şunlardır;
Kalp ameliyatından 7 hafta sonra hasta ayağa kalkmaya başlayabilir. Gezinme gereksiniminde sadece temiz havada kısa yürüyüşler yapmalıdır. Baş dönmesi, yorgunluk, iştahsızlık ve halsizlik hissedilmesi normaldir. Hastanın kendisini yormaması gerekmektedir.
6 – 7 haftalık süreçte mutlaka sırt üstü yatılmalıdır. Yana doğru dönülmemelidir. Bu hareket göğüs kemiğinin açılmasına neden olabilmektedir. Hasta göğüs kemiği kaynayana kadar ayağa kalkarken ve öksürürken dahi sert hareketlerden kaçınmalıdır. Açık kalp ameliyatı aslında yalnızca bir operasyondan ibaret olmamakta öncesi ve sonrası ile birlikte bir süreç olmaktadır. Bu süreçte hastanın yaşam tarzında bazı değişikliklere gitmesi gerekmektedir. Hasta ameliyata hazırlık ve sonrasındaki iyileşme sürecinde kötü alışkanlıklarından kurtulmalı, sağlıklı ve dengeli beslenmeli, bol bol dinlenmeli, stresten uzak durmalı, bol su tüketmeli, yürüyüş ve egzersiz yapmalıdır. Açık kalp ameliyatının hasta için en sıkıntılı olan tarafı uzun süren iyileşme sürecidir. Ancak hastanın yaşam tarzını düzenlemesi iyileşme sürecini kısaltacaktır.
Açık kalp ameliyatı sonrasında hasta birtakım fizyolojik ve psikolojik değişimler yaşayabilmektedir. Bu değişimlerin başında; kaygı, depresyon ve hafif derecedeki psikolojik problemlerdir. Bu problemlerin atlatılmasında gerek profesyonel destek gerekse de hastanın yakınlarının desteği büyük önem taşımaktadır.
Açık kalp ameliyatı sonrasında en sık görülen fizyolojik problem ise ağrıdır. Her hastada farklı şiddette hissedilebilen ağrı; genellikle öksürürken açığa çıkmaktadır. Gerek bacak damarlarına uygulanan müdahale gerekse de akciğer kapasitesi bu ağrı problemine kaynaklık eden nedenler olarak görülmektedir.
Açık kalp ameliyatı sonrasında hastanın bağışıklık sisteminin güçlü olması, stresten uzak bir yaşam tarzı benimsemesi ve sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durması gerekmektedir.